27 Aralık 2007 Perşembe

GIRESUN İLİNİ TANIYALIM

Giresun karagol

GIRESUN TARIHI

Giresun, Anadolu'nun kuzeydogusunda, yesille mavinin kucaklastigi Karadenizin inci kentlerinden birisidir. sehir, denize dogru uzanan yarimadanin üzerinde yer almaktadir. Yarimadanin karsisinda Karadenizin tek adasi olan Giresun Adasi (Aretias), kentin bir kolyesi gibi durmaktadir.
sehrin nerede kuruldugu ve kimler tarafindan iskan edildigi konusu tartismalidir. Bu tereddüt M.Ö. 350 yillarina ait kaynaklarda da yer almaktadir. Cografyaci Strabon, Farnakia dedigi sehrin; bugünkü Giresun kentinin oldugu yerde kuruldugu üzerinde durmustur. Romali idareci Arrien Farnakia'nin eski adinin Kerasus oldugunu belirtmis ve buranin Sinoplular tarafindan kuruldugunu yazmistir.
sehir hakkinda Roma, Bizans ve Rum Pontus Imparatorlugu dönemine ait tatminkar bilgiler yoktur.

Eski Anadolu tarihi arastirmalarinda, sehir ve kasaba tarihlerinde dil incelemeleri sonucunda, bu bölgede M.Ö. 2000'li yillardan beri Türk varliginin mevcut oldugu anlasilmistir.

M.Ö. 7.y.y.da Iskitlerin Karadenize göç etmesi ile Oguz unsurlari da bu bölgeye yerlesmislerdir. Bu bölgede Oguz boylarindan Yazir, Döger, Avsar, Karkin, Halaç'larin; Akhun, Kusan, Peçenek, Hazar, Hun, Kipçak Türklerinin yerlesimi mevcuttur.

Karadeniz bölgesinde, ilk ve orta çaglarda, Iskit, Kimmerler, Hun, Hazar, Bulgar, Uz, Peçenek göçlerinin sonucu Türk iskaninin oldugu, Karadeniz agizlarinin fonetik ve morfolojik yapisiyla birlikte yer adlarindan da anlasilir. Giresun'un bati yakasindaki Çitlakkale mahallesinin adinin Deliorman ve Selanik civarindan gelerek buraya yerlesmis olan Türk toplulugu Çitaklardan geldigi, bölgede konusulan lehçenin ve kültür unsurlarinin Çitak ve Gagavuz Türklerinin ki ile benzerlik gösterdigi görülür.

Hitit Imparatorluk dönemi tabletlerine dayanan tarihi kaynaklarda, Giresun'un Azzi Bölgesi sinirlari içinde kaldigi anlasilmaktadir. Karadeniz bölgesinde 90'a yakin koloni sehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu sehirlerinin de kurucularidir. Amaçlari bu bölgeyi kendilerine yurt edinmek olmayip, buralarin her türlü yer alti ve yer üstü kaynaklarini sömürmekti. Bu yüzden yerlesim birimlerinin korunabilecek kisimlarini alip buralara yerlesmislerdir.

Çevresinde önemli gümüs ve demir üretim yerleri olan Giresun'a Romalilar tam bir hakimiyet kurmamislardir. Onlarin döneminde bu bölgede para basildigi rivayet edilmektedir. Roma idaresinin ilk dönemlerinde Romali yazarlardan Ammianus Marcel'e göre Romali komutan Lucullus buraya geldiginde yabani kiraz agaçlarini görmüs ve bu agacin fidanlarini Roma'ya götürmüstür. Bu bilgi kirazin dünyaya Giresun'dan yayildigi inancinin kaynagi olmakla birlikte Roma'da daha önce de kirazin varoldugu belirtilmektedir. Giresun Romalilarin ardindan Bizanslilarin denetimine geçmistir.
Bizans egemenligi döneminde Yunan medeniyetinin büyük bir hizla gelisip yayilmasina karsilik, Yunan soyu gittikçe zayiflamistir. Bu sebeple, Bizans Imparatorlari, ülkelerinin içerisinde yasayan ve baska soydan gelen insanlari asimle etmeye çalismislar ve bu yolda en çok dil ve dinden yararlanmislardir. Dogu Karadeniz'in ormanlik alanlardaki kabileleri itaat altina almak için ormanlar kesilerek yollar açilmis, yol boylarina muhafiz kulübeleri yapilmis, hatta bir miktar Hiristiyan Bulgar Türk'ü de getirilip bölgeye yerlestirilmistir. Bizanslilar bu yolda çaba harcarken 705 yilinda ilk kez Müslüman Arap ordulari bölgeye gelip Islamligi tanitmaya baslamistir.

Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244'te Mogollarin egemenligi altina giren Trabzon Türklerin bir eyaleti haline gelmistir.

Trabzon'a bagli bulunan Giresun ve çevresi Mogol nüfuzu altina girmistir. Iste bu sirada, Oguzlarin Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sinirlarina yerlesmeye baslamislardir.

Bayram Bey, Ordu ve çevresini kontrol altina alan Çepni Türkmenlerinin beyidir. Oglu Haci Emir Bey döneminde bu bölgeye "Bayramlu Beyligi" denilmeye baslanmistir. O da ayni sekilde Trabzon Rum Imparatorlugunu sikistirmaya devam etmis olup, Haci Emir Beyin Oglu Emir Süleyman Bey de, 1397'de Giresun'u fethetmistir.

Böylece onun zamaninda Giresun ve çevresinin fethi ve Türklesmesi tam manasiyla saglanmistir. Bu beylik iç ve dis çatismalar sonucu zayiflayip Sivas Hükümdari Kadi Burhaneddin'in hakimiyetine girmis ve dolayisiyla Giresun da bu devletin sinirlari içinde kalmistir.

FINDIĞIN BAŞKENTİ, KİRAZIN ANAVATANI

Yeşille mavinin kucaklaştığı, anadolumuzun kuzey doğusunda inci bir şehir… GİRESUN, 6934 kilometrekarelik yüzölçümü ile ülkemizin binde 8.5 ini kapsayan Giresun ilimizde en son yapılan nüfus sayımına göre toplam 533.390 kişi yaşamaktadır.
Şehrin Kuruluş tarihi M.Ö. 350 yıllarına dayandıran kaynaklar vardır. Kuruluşundan bu güne İskitler, Miletoslular, Persler, Kapadokyalılar, Romalılar, Bizanslar, Selçuklar ve Osmanlılar gibi bir çok ulus bu topraklarda yaşamış ve bıraktıkları yüzlerce tarihi eser renkli ve zengin geçmişimize ışık tutmaktadır.
Kirazın anavatanı, fındığın başkenti olarak bilinen Giresun özellikle yayla turizmi anlayışının gelişmesiyle birlikte Kümbet, Bektaş, Yavuz Kemal Sisdağı, Paşakonağı gibi yaylalarıyla gündeme gelmiştir.
Şehirleşmenin getirdiği bir takım faktörlerin insanoğlunu bunalttığı, deniz-güneş turizminden bıkmış kitlelerin, bir kaçış mekanı olan yaylalarımız, temiz havasının yanında; konuklarımızın göz zevkine hitap edecek şekilde yeşilin her tonuyla adeta bir doğa harikasıdır. Özellikle yaz sıcağına dayanamayan ve serin bir yaz tatili geçirmek isteyen tüm konuklarımız için; Koçkayası Yayla Tatil Köyü projesi tamamlanmış ve işletme aşamasına gelmiş bulunmaktadır.
İklim özellikleri ve doğal bitki örtüsü bakımından Giresun’un Kuzey ve Güney kısımları farklılık göstermektedir. Şehir ekonomisi başta fındık olmak üzere diğer tarımsal ürünlere dayanmaktadır. Üretilen fındığın önemli bir bölümü ilimizde işlenip paketlendikten sonra; Avrupa ülkeleri başta olmak üzere; bir çok ülkeye ihraç edilmektedir.
Giresun halkımız ; çalışkanlığı, dinamizmi ve konukseverliği ile sahip olduğu eşsiz tarihi, turistik, kültürel ve doğal güzellikleri dünyanın her yerinden gelecek konuklarla paylaşmaya hazırdır.
Fakülteleri, Yüksek okulları ve hemen her düzey ve her branşta kamu ve özel okullarıyla Giresun; eğitimde hak ettiği noktaya yaklaşmış ve bu konudaki çalışmalarımız Giresun üniversitesinin kurulması çabalarıyla birlikte artarak devam etmektedir. Giresun üniversitesinin ilimizde yaşama geçirilmesini, eğitime ve sosyal yaşama yapacağı katkı şüphesiz çok büyük olacaktır. Kuşkusuz kurulacak üniversite İlimizi eğitim ve kültür şehrine dönüştürecektir.
Ekonomik durgunluk döneminde bile; üretimden vazgeçmeyen başta Fındık İşleme Tesisleri olmak üzere, diğer sektörde bulunan birçok KOBİ, hala ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam etmektedir. İlimizde yatırım yapmak isteyen özellikle Rusya başta olmak üzere diğer ülkelere ihracatı hedefleyen firmalar için Giresun Limanı ve Yeni Karadeniz Sahil Yolu Projesi ileriye dönük bir avantaj olarak görülmektedir. Fındık ve yan ürünler başta olmak üzere, ahududu, böğürtlen, çilek, sebze seracılığı gibi konularda yüksek bir potansiyel mevcuttur.
Giresun İli olarak sahip bulunduğumuz yüzlerce doğal ve tarihi güzelliği dünyanın her yerinden konuklarla paylaşmak üzere ziyaretçileri; elimizdeki ekonomik potansiyeli üretime ve ülke ekonomisine kazandırmak için yerli-yabancı işadamlarını ilimize bekliyoruz.
Giresunumuzun bu güzelliklerini bizlerle paylaşmanız dileğiyle Saygı ve Sevgilerimizi sunuyoruz.

GIRESUNDAN BIR MANZARA



alıntı

0 yorum: