14 Ocak 2008 Pazartesi

şifalı bitkilere dikkat edin

Aktarlar tarafından satılan birçok şifalı bitkinin kullanım miktarı aşıldığında zehirlenmelere sebep olduğu belirtildi.

Şifalı bitkilerin belli bir ölçüye göre kullanılması gerektiğini belirten uzmanlar, daha fazla fayda sağlaması amacıyla daha çok tüketilen bitkilerin zehirlenmelere, hatta ölümlere yol açabileceğini bildirdi. Şifalı bitkilerin kullanımı sonrasında zehirlenme belirtileri görüldüğünde ilk olarak sindirim sisteminden zehrin bertaraf edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, şu tavsiyelerde bulundu:

"Hastada kendiliğinden kusma olmazsa, suni olarak kusturulur. Bundan sonra birkaç defa mide, yüzde 0.50,1 potasyum permanganat, yüzde 0.2 tanen veya tıbbi kömür mahlulü ile yıkanmalıdır. Hatta zehirlenmeden sonra birkaç saat dahi geçmiş olsa da, midenin yıkanması ihmal edilmemelidir. Sonradan kimyasal analiz yapılmak üzere kusmukların hepsi muhafaza edilmelidir. Umumiyetle bitkilerden zehirlenmelere karşı kullanılan en iyi vasıta tıbbi kömür (50 gram) ve oksimagnezyum (25 gram) karışımıdır. Oksimagnezyum bulunmadığında, daha fazla miktarda tıbbi kömür veya tanen yüzde 23, sulu mahlulü (200-300 gram su) bir defada verilir. Zehirlenmeye karşı kullanılan mahlul, alkaloidler ve glikozidleri çökertir, uçucu maddeleri yok eder. Zehirli asit ve esansları tesirsiz bırakır. Zehirlenmeye karşı kullanılan bu ilaçlar kısa bir müddet için etkilidir. 20-30 dakika sonra mide yeniden yıkanmalı, bundan sonra müshil verilmelidir. Zehirlenen kimse yatırılmalı ve taze hava akımı temin edilmelidir. Vücudun sıcak tutulması için tedbir alınmalı, çay veya kahve verilmeli. İlk yardımdan sonra hemen bir doktor aranmalı ve muayene edilmesine çalışılmalıdır. Zehirli maddelerin cilde teması vakalarında ise dokunulan yer birkaç defa sabunla yıkanmalı, daha sonra yüzde 2 permanganat mahlulü ile silinmelidir. Bu gibi vakalarda doktorun yardımı temin edilmelidir."

Şifalı olan ancak belli bir ölçüye uyulmadan kullanıldığında zehirlenmelere yol açabilen bitkiler ise şöyle:

"Güzel Avratotu: Kireçli topraklarda yetişen 180 santimetre kadar boyunda, birkaç sene yaşayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru şeklinde, koyu kırmızımsı veya sarımtıraktır. Ağrı kesici ilaç yapımında kullanılır. Mide, bağırsak, astım, kalp, sinir, beyin hastalıkları tedavisi için yapılan ilaçların yapısında da bulunmaktadır. Fakat yapısında bir çeşit zehir olan 'Atropin' vardır. Sadece tıbbi maksatla kullanılır. Bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.

Baldıran: Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda, saplarının altı erguvani renkli bir bitkidir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Tıpta özellikle dişçilik alanında kullanılır. Ağrı kesici, spazm çözücü ve teskin edici özelliği varsa da çok zehirli bir bitki olup, 6 gramı bir insanı öldürmeye yeter. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaması gerekir.

Adasoğanı: Birçok yerde yetişebilen, yaprakları uzun ve şerit şeklinde bir bitkidir. Çiçekleri yeşil, beyaz ve damarlıdır. 2 kilo kadar olan soğan kısmı yapraklarının altındadır. İdrar söktürür. Kalp hastalıklarında vücutta biriken suyu boşaltır. Birçok faydası olan bu bitkinin 7.5 gramı, bir insanın ölümüne sebep olabilir. Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır.

Çifitotu: Çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen, zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri küçük ve sarı renklidir. Çiçekleri dalların dışına taşmış demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardır. Kalp çarpıntılarını giderir, mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonra çıbanın üzerine konulursa, çıbanı olgunlaştırır. Kullanılırken tavsiye edilen doz sınırı aşıldığı takdirde ölüme varan sonuçlar doğurabilir.

İtüzümü: Ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, meyveleri parlak beyazdır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanılır. Romatizmal ve mafsal ağrılarını keser. Aybaşı düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir. Yaralara lapa halinde de kullanılır. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir. Fazla alındığı takdirde ölümlere neden olabilir.

Nergiz: 20-60 santimetre boyunda soğanlı bitkilerdir. İlkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharın müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri kuvvetli kokulu, sarı veya beyaz renkli, tek tek veya birkaçı birarada bulunurlar. Müshil, ateş düşürücü, nezle, rahim ve mesane ağrılarında çay olarak kullanılır. Bitki, zehirli alkaloitler taşır. Kusturucu ve ishal etkilidir. Bu sebeple bir hekim tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.

Yabanyasemini: Rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarında ve çitlerde yetişir. Haziran-eylül ayları arasında mor renkli çiçekler açan, meyveleri sarımsı kırmızı renklidir. Ağrı kesici, deri hastalıklarında kan temizleyici, uyutucu, idrar arttırıcı ve müshil etkilere sahiptir. Ayrıca spazmodik öksürükler, frengi, romatizma, gut, sedef, sıraca, kanser hastalıklarında da kullanılır. Bütün bu faydalarına rağmen bitki, gliko-alkaloitler taşır. Yüksek doz alımı bulantı, kusma, ishal, zehirlenmeye neden olur."


alıntı

0 yorum: