27 Aralık 2007 Perşembe
Dünyayı şereflendiren iki Cihan Serverinin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar.
Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki. Peygamber Efendimizin üzerine konulan çanak yarılarak ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.(5)
Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber idi.
Aynı gece Kabe'de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü.
Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi.
Sava'da mukaddes tanınan gölün suyunun çekilip gittiği görüldü.
Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği müşahede edildi.
Bütün bunlar işaret ve alamettir ki, yeni dünyaya gelen zat ateşe tapmayı, puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak Allah'ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracaktır.(6)
İşte bu geceye Veladet-i Nebi gecesi diyor ve onun bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. Bütün kâinatla bu geceyi karşılayarak onun âleme teşrifine kıyam ediyoruz.
Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak ve Mevlid Kandilini vesile ederek ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir.
Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin.
Kaynaklar:
(1)İbn-i Sa'd, Tabakat, 1:60.
(2)A.g.e, 1:162-163.
(3)Taberî Tarihi, 2:125; İbn-i Sa'd, Tabakat, 1:102.
(4)A.g.e., 1:102.
(5)İbn-i Sa'd, Tabakat, 1:102.
(6)Bediüzzaman, Mektûbat,s:161,162.
alıntı
0 yorum:
Yorum Gönder